Akışı Olmayan Sular

Akışı Olmayan Sular

Akışı Olmayan Sular, 1984 yılında Sait Faik Hikâye Arnağanı’nı alan yaşamı akan bir ırmağa benzeten Pınar Kür’ün daha çok karakterlerin iç dünyasına odaklandığı, 170 sayfadan oluşan bir hikaye kitabı. Bu kitapta karakterlerin en büyük özelliği, açık etmedikleri memnuniyetsizliklerine rağmen hayata karşı pasif bir konumda bulunmalarıydı. Hikayeleri başlıklarıyla beraber vererek kısaca üzerlerinde duracağım.

BİRAZ DAHA ÖLMEK

Varlıklı bir ailede dünyaya gelen, annesiyle arasında bağlılık derecesinde bir sevgi bulunan bir çocuğun, babasının iflas etmesinin hemen ardından ölmesiyle annesiyle arasındaki ilişkinin dinamiği de değişir. Bu çocuk yetişkin bir birey olduktan sonra bile çocukluğundan getirdiği duyguların gölgesinde yaşamaya devam eder. İncinirim ve rezil olurum korkusuyla kimseyle samimiyet kurmaz. Bu adam kimseyle samimiyet kurulmamış, hiç bir eylemde bulunulmamış bir yaşamın yaşamak olmadığına kanaat getirir fakat artık çok geçtir çünkü ölümü yakındır.  Okurken Oğuz Atay’ın dediği “Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.” sözü sanki bu hikayenin kahramanı için söylenmiş. 

KISA YOL YOLCUSU

Tüm imkansızlıklardan imkan yaratmaya, anne babasının trajik sonlarının aksine mutlu bir evlilik yapmaya çalışan ama başarısız olan bir adamın dokunaklı öyküsü. İnsan hayatı bir bütün. İlk çocukluk dönemimizden ve ailemizden getirdiğimiz şeyler kaderimizi tayin ediyor ve insan ne yaparsa yapsın yazılmış olanı değiştiremiyor. 

LEYLA İÇİN ŞİİR

Mahalle komşularının kendinden büyük kızları Leylâ’ya hiç bir münasebeti olmamasına rağmen aşık olan bir çocuğun yetişkinliğine taşıdığı Leylâ hayali ve düşüncesi, bir insanın yokluğunun ve yaşanmamışlığın tüm bir hayatı tesir altına alabileceğini gösteriyor. 

SON ÇİZGİ  

Evli bir adamın karısıyla arasındaki ruhsal uzaklığı ve arkadaşının karısına duyduğu hayranlığın anlatıldığı bir hikâye.

BİTMİŞ ZAMANA DAİR

Kendi aralarında oluşturdukları bi yaşam sürdürmek ve dış dünyada sürüp giden bir yaşama karşı kayıtsızlık konfor mu demek? Yoksa hayattan umudu kesmek mi? Küçük bir kızın ağzından komşuları Nebile Hanımların her ne kadar mutabık görünseler de okurken içten içe yalnız olduklarını hissettiğim, geçmişte yaşanan şeylerin izlerini taşıyan aile üyelerinin içe dönük yaşamlarını dinliyoruz. 

 

83 Okunma

2 thoughts on “0

  1. Tam olarak hikayeler farklı olsa da “leyla için şiir” konusunu yaşadık. Yaşanabilecekler varken yerini yaşanamamışlıklara bıraktık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.