İvan İlyiç’in Ölümü

İvan İlyiç’in Ölümü

İvan İlyiç’in Ölümü Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 1886 yılında  yayınlanan 83 sayfalık roman türündeki kitabı. Arka kapakta yazdığına göre Tolstoy bu kitap için “Sıradan ölümünün kendi gözünden tasviridir” demiştir.

Kitap ilahi bakış açısının ağzından, başarı basamaklarını tırmanan, işine bağlı ve iyi diye nitelendirilebilecek bir evlilik yapmış sayılan İvan İlyiç’in ölümünün ardından cenaze evinin atmosferi ve yakınlarının ölüm karşısındaki takındıkları tavrın anlatılmasıyla başlıyor.

Ölüm döşeğindeki birinin halet-i ruhiyesinin nasıl olduğu gerçekçi bir biçimde anlatılmış. Tüm başarılarına, yeteneklerine ve iyi yaşamına rağmen ölümün onun icin de olması, bu gerçekliği kendine yakıştıramaması. Ölüm düşüncesi ayan beyan ortaya çıktıktan ve bir gerçeklik halini aldıktan sonra statü, başarı, aile, cevre gibi sonra dünyevi şeylerin önemini yitirmesi. İnsanın aslında ölüm düşüncesini unutmak degil ama hatırlamayarak dünyaya adapte olabildiğini gösteriyor.

Biri öldüğünde sanki sıra bize hiç gelmeyecekmişçesine o öldü biz ölmedik düşüncesinin verdiği hafifliği ve sevinci derinden duyarız. Buna karşılık ötekilerden tarafından yadırganmamak için herkes en çok üzülen kendisiymiş gibi davranır. Ölen kişinin bakış açısıysa, ölecek olmasının verdiği ya gerektiği gibi yaşamadıysam düşüncesinin getirdiği etrafındakiler suçlayıcı öfkeli bir ruh hali. Bu öfkenin nedeni biraz da eğer öyleyse bunun için artık vakit kalmamış olmasıdır.

Kasvetli kitapları severim. İvan İlyiç de başıma ağrılar girdirecek kadar sarsıcı ve kasvetli bir kitaptı. Victor Hugo’nun Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabını sevdiyseniz bunu da seversiniz.

Son olarak söylemeliyim ki, insan ölürken bile anlaşılmaya muhtaç…

82 Okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.